❄ Hırçın dalgaların üzerinden esen soğuk rüzgar, denizin kızgınlığını da beraberinde götürerek sertçe bir şeyler üfledi meleğin yüzüne. Bütün evrenin lanet dolu cümlelerini bağırmıştı sanki. Rüzgar, meleğin saçlarının arasından geçerek kokusunu kendine hapsetti ve geride kalan şehre doğru yol aldı. Estiği yerlere meleğin kokusundan birer parça bıraktı. Uçurumun kenarındaydı melek. Hayatında ilk defa bir şey düşünmüyordu, ilk defa gerçek anlamıyla bomboştu. Kalbi ilk defa ritmini hiç bozmadan kusursuz bir şekilde atıyordu; atmıyordu da denebilirdi, öyleki bir şey hissetmiyordu. Buraya geldiğinde her şey parmakuçlarından süzülüvermişti... Çıplak ayaklarıyla bir adım daha attı kayalıkların üzerinde; her şeyden uzaklaştı, hiçbir şeye yakınlaştı. Üzerindeki beyaz uzun elbisesi, çoktan geçmişe mühürlenen kalbindeki acının bedenine vurduğu izlerini örtüyordu. Simsiyah saçları açıktı ve rüzgarla beraber geride bıraktığı mesafelere uçuşuyordu... Masum bir şekilde gökyüzünden inmişti ama artık masum değildi. Umudu, karamsarlığa yenik düşeli zaman epey geçmişti. Ve melek, kendini yeraltına hapsedip bir zebaniye dönüşebilirdi... ❄ Yayımlanma Tarihi : 06.07.2017 Keyifli Okumalar.